Tarım sektörü, dünya nüfusu açısından taşıdığı kritik önemin yanı sıra ekonomik, sosyal, siyasal, teknolojik ve kişisel risklerden yüksek düzeyde etkilenen, son derece hassas bir faaliyet sahası olarak kendine özgü bir yapıya sahiptir.
Dicle ve Fırat nehirlerine ev sahipliği yapan Türkiye’nin tarım sektörü bugün antik Mezopotamya’nın zenginliğini yansıtmaktadır. Türkiye, elverişli coğrafi koşulları ve iklimi, geniş tarım arazileri ve su kaynaklarının bolluğu ile tarım ve gıda alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Türkiye, sera üretimi, hayvansal ve bitki bazlı proteinler, tohumlar, ceviz ve badem, bebek maması ve su ürünleri yetiştiriciliği gibi tarım endüstrisinin alt sektörlerinde önemli yatırım fırsatları sunmaktadır.
Türkiye, tarım sektörünün önde gelen küresel oyuncuları nezdinde kendini bölgesel bir üs ve tedarik merkezi için tercih edilen bir seçenek olarak konumlandırmayı hedeflemektedir.